Skip to main content

KRONİK FARENJİT NEDİR?

Boğazınızda tedaviye rağmen 3 haftadan fazla süren yanma, batma, gıcık ve takılma hissi varsa ya da antibiyotik tedavisini takiben şikayetleriniz 1-2 hafta içinde geri geliyor ve tekrar antibiyotik tedavisine rağmen ikinci defa yeniyorsa bu hastalığa kronik faranjit adını vermekteyiz.

Kronik faranjite aslında bir hastalık demek doğru değildir. Çünkü kronik farenjit aslında bir hastalık değil pek çok hastalığın boğazdaki yansıması ya da kötü yaşam koşullarının boğazda yarattığı rahatsızlıktır.

SÜREKLİ TEKRAR EDEN BOĞAZ AKINTISI KRONİK FARENJİTTE YÜZÜNDEN MİDİR?

Kronik Farenjit iki tip akıntıya neden olmaktadır; bunlardan birincisi kuru akıntı diğeri ise ıslak akıntıdır.Kuru akıntı boğazınızı kazıdığınızda çıkan şeffaf az miktardaki akıntıdır. Bu gerçek bir akıntı değildir. Çeşitli hastalıklar nedeniyle boğazınızda oluşan çatlakları iyileştirme amacıyla boğazda artan tükürük salgısının yol açtığı durumdur. Islak akıntı ise kronik sinüzit ya da alerji nedeniyle oluşur. Bu akıntı bol miktardadır ve daha sulu kıvamdadır. Bu onu da sinüzit, horlama, burun tıkanıklığı ve alerji bölümlerini okuyabilirsiniz.

KURU AKINTI NEDEN OLUR?

Kuru akıntı aslında gerçek bir akıntı değildir. Akıntı olarak hissedilen şey boğazımdaki çatlaklardır. Ağzınızı açıp baktığınızda boğazınızın kırmızı bir halıyla kaplı olduğunu göreceksiniz biz bu halıya mukoza diyoruz. Özellikle kış aylarında ısı değişimine bağlı dudaklarınızda olan çatlakların aynısı boğazınızda da bazı nedenlerle oluşabilir.

BOĞAZDA ÇATLAKLARA NEDEN OLAN HASTALIKLAR NELERDİR?

Boğazını sürekli olarak ıslak olması gerekmektedir. Ağız solunumu buna yol açan burun tıkanıklıkları, horlama ve reflü boğazın fizyolojisini bozarak çatlaklara yol açabilir. Ayrıca tükürük bezlerinde kurumaya yol açan bazı romatolojik hastalıklar ve yüksek sesle konuşma alışkanlığına sahip olmak da yine çatlaklara neden olabilir.

BURUN TIKANIKLIĞI VE HORLAMA NEDEN BOĞAZDA ÇATLAKLAR YAPAR?

Boğazdaki kırmızı halı düşündüğünüzden çok daha hassas bir yapıdır. Bu halıyı oluşturan hücrelerin birbirine omuz omuza tutunuyor olması sayesinde kırmızı halının altında kalan kafa sinir ve kemik dokuları dış ortamdan korunur. Ağız solunumu kurumaya neden olduğundan omuz omuza vermiş hücrelerin aralarındaki bağlantılar kopar ve çatlaklar oluştuğunda hücrelerin altında kalan sinir dokusu kolaylıkla uyarılı hale gelir.

BOĞAZDA GICIK VE TAKILMA HİSSİ GECE ÖKSÜRÜK KRİZLERİ NEDEN OLUR?

Bu aradaki kırmızı halının çatlaması ve kuruluk boğazın asiditesinin artmasına neden olur. Boğazın Asiditesi arttığında boğazı temizleyen üstlerinde fırçaları olan fırçalı hücrelerin çalışması bozulur bunun yanında yine boğazda boğazı korumakla görevli yararlı bakteriler yani probiyotikler ölür ve boğazımızı savunmasız hale gelir.

BOĞAZDA GICIK VE TAKILMA HİSSİ NEDEN GECELERİ ARTIYOR?

Yattığımız zaman ağzımız ve midemiz aynı seviyeye gelir. Bu nedenle yer çekimi midemizin içindekileri artık aşağı çekemez ve midenizdeki asitli sıvılar kolaylıkla boğazımıza gelebilir. Bu durum hem boğazda çatlaklara neden olur hem de boğazın fizyolojisini bozarak Kronik farenjit gelişmesine neden olur. Ayrıca burun içinde bulunan burun etleri yatar pozisyona geldiğinizde yine yer çekiminin etkisiyle kank ve burun aynı düzeye geldiği için kanla dolar. Burun tıkanıklığına eğilimi olan kişilerde burun tıkanıklığı daha da artar ve ağız solunumu ve horlama ihtimali artar. Eğer ağız solunumunu horlama da eşlik ediyorsa boğazdaki kuruma hızlandığı gibi horlamanın yarattığı mekanik titreşimler çatlakların oluşmasını daha da kolaylaştırır.

ROMATİZMA KRONİK FARENJİT YAPABİLİR Mİ?

Romatolojik hastalıklar genetik kökeni olan genellikle eklem tutulumunun mevcut olduğu damarların ve tükürük bezlerinin tutulumuna yol açtığı için ağızda kuruluğa yol açan hastalıklardır. Türkiye’de en sık görülen romatolojik hastalıklar Behçet hastalığı romatoid artrit ve lupustur. Eğer eklem ağrılarınız göz ağız ve cinsel bölgede kuruluk varsa romatolojik bir hastalığınız olabilir. Romatolojik hastalıkların tanısını da kulak burun boğaz hekimleri koymaktadır. Romatolojik hastalıkların tanısında altın standart dudak içinden alınan küçük bir biyopsidir.

YÜKSEK SESLE KONUŞMAK KRONİK FARENJİT YAPAR MI?

Yüksek sesle konuşmak da boğazda kuruluğa ve çatlamaya yol açabilir. Öğretmenler gibi hayatını sesiyle kazananlar ya da tez canlılık ve anksiyete nedeniyle kolaylıkla sesini yükseltenler ya da yüksek sesle konuşmayı alışkanlık edinmiş olan kişilerde kronik faranjit sıklıkla gözükmektedir.

YÜKSEK SESLE KONUŞMAK SONUCU OLUŞAN HASTALIKLARI TEDAVİ EDEBİLİR MİYİZ?

Eğer bu durum ses tellerinizi her nodül ya da polip oluşumuna yol açmadıysa bazı yöntemler kullanarak kendinizi düşük sesle konuşma konusunda eğitebilirsiniz. 6 hafta gibi kısa bir sürede normal ses düzeyi ile konuşmaya geri dönmeniz mümkündür. Uygulamanız gereken disiplini şu şekilde özetleyebilirim. Ben bu formule ses detoksu diyorum.

SES DETOKSU NASIL YAPILIR?

Uykuda olmadığınız saatler için cep telefonunuzu saatlik olarak çalması için kurun. Yanınızda mutlaka bir not defteri ve kalem bulunsun. Kendinize her saat başı o saat için sesinizi düzgün kullanıp kullanmadığınız da ilgili olarak 10 üzerinden değerlendirin. Eğer son saat için notunuz 10 değilse notunuzu neden kırdığınızı değerlendirin. Örneğin kızım tabağında yemek bıraktığı için sinirlendim veya uzun zamandır görmediğim arkadaşımı gördüğüm için heyecanlandım vesaire gibi.. Bu disiplini 6 hafta sürdüğünüzde artık sesinizi kontrol edebileceğinizi göreceksiniz. 6 haftanın sonunda hala zorluk çekiyorsanız psikoterapi veya ses terapisi için ilgili uzmanlara başvurmanızı tavsiye ederim.

KRONİK FARENJİT GARGARA İLE TEDAVİ EDİLİR Mİ?

Eczanelerde satılan pek çok gargara boğazın fizyolojisini bozdu asidi ötesini arttırdığı probiyotikleri öldürdüğü ve boğazı temizleyen hücreleri felç ettiği için problemi azaltmaktan çok arttıracaktır. Bunun yanında sirkeli tuzlu ve limonlu gargaralar da aynı etkiyi gösterdiğinden bu tip gargaraları kullanmak bu hastalığın tedavisinde hüsranla sonuçlanacaktır.

KRONİK FARANJİTE TEDAVİSİNDE HANGİ TİP GARGARA KULLANILMASI GEREKİR?

Kronik farenjit hassas dengelerin boğazda bozulması sonucu oluştuğu için bu dengeleri yerine getirecek doğal ürünlerin kullanılması gerekmektedir. Çatlakların tedavisinde çinko çok önemlidir. Çünkü çinkoyu yara iyileşmesi için çok önemli bir eser elementtir. Oysa çinkoyu pek çok durumda yeterince alamamaktadır. Bu nedenle çoğu el ve gençleştirici krem çinko takviyesiyle hazırlanır. Yara iyileşmesinde Akdeniz ülkelerinin sahip olduğu bir başka mucizevi ürün mevcuttur. Bu ürün zeytin sütüdür. Zeytin sütü zeytinyağının en saf hali olarak bilinir. Zeytin sütü çinko ve kitosan içeren gargaralar kronik falan içtiğin tedavisinde en etkili gargaralardır.

KRONİK FARANJİTİN TEDAVİSİNDE ANTİBİYOTİK KULLANILIR MI?

Kronik faranjite rahatsızlıkları kırmızı mukozanın çatlamasından kaynaklandığı halde bu mukozayı korumakla görevli yararlı bakteriler yani probiyotikler çatlaklardan içeri sızdıkları anda bağışıklık sistemini aktive ederler. Bağışıklık sisteminin aktive olması durumunda da gıcık öksürük ve boğazda takılma hissi oluşur. Antibiyotik kullandığınızda probiyotikler öleceği için kısa süreli olarak rahatlama olsa da kısa bir süre sonra şikayetleriniz daha şiddetli olarak geri gelecektir. Antibiyotikler probiyotikleri öldürdüğü için zaten hassaslaşan boğazınız probiyotiklerin korumasından mahrum kalacağından boğazınızda bulunmaması gereken virüsler ve bakteriler kolaylıkla boğaza yerleşir. Boğazınızda zaten çatlaklar var olduğu için probleminiz daha da şiddetlenerek geri gelir.

KRONİK FARENJİTİN TEDAVİSİNDE EN ETKİLİ YÖNTEM NEDİR?

Kronik faranjite tedavisinde en etkili yöntem boğaz detoksu yapmaktır. Boğaz detoksu ilk defa duyduğunuz bir kavram olabilir. Aslında uygulanan doğal detoksun boğaza yönelik hali olarak boğaz detoksunu görebilirsiniz.

BOĞAZ DETOKSU NASIL YAPILIR?

  1. Altı hafta boyunca sigara ve alkolden kesin olarak uzak durmanız gerekmektedir.
  2. Kış aylarında günde 2 buçuk litre yaz aylarında ise 3 lt su içmelisiniz.
  3. Burun tıkanıklığı alerji horlama ve reflü şikayetiniz varsa tedavisi için kulak burun boğaz uzmanına başvurmalısınız.
  4. Boğazınızda ani ısı değişikliklerine engel olmanız boğaz detoksu sırasında çok önemli olduğu gibi kronik faranjite eğilimi olan kişilerde ısı değişiminin önlenmesi mutlaka gerekmektedir. Bu nedenle bilhassa ev dışındayken asla ağız solunumu yapılmamalıdır. Eğer hava soğuksa yani kış aylarında dış ortamdan içeri girildiğinde ılık meyve çaylarıyla hem boğaz ıslatılmalı hem de boğaz ısısının hızlıca normale dönmesi sağlanmalıdır.
  5. Gündüz 11’den sonra çay ve kahve içmeyin. Günlük alacağınız çay ve kahve miktarını sınırlayın. Günde bir türk kahvesi ve buna ek bir fincan çaydan daha fazla siyah çay içmeyin. Ancak bitki çayları bu sınırlamanın dışındadır.
  6. Gazlı içecekleri tümüyle hayatınızdan çıkarın. Şeker kullanmayın. Hiç bir tür ekmek sofranızda bulunmasın.
  7. Kaliteli uyku uyumak son derece önemlidir. Günlük en az 6 saat uyku uyumanız ancak bu uykuyu kaliteli uymanız gerekmektedir.
  8. Geceleri yan ve yüksek yatın. Yüksek yatmak için 2 yastık kullanabilirsiniz ancak ev tekstili ürünleri satan firmalarda reflü yastığı olarak satılan rampa şeklindeki yastıklardan satın alabilirsiniz.
  9. Geceleri sırtüstü yatmayın. Sırt üstü yatar pozisyona geçmenizi önlemek için sırtınızı yastıkla desteklemeniz ya da pijamalarını kızın sırtına tam ortaya gelecek şekilde bir ceplik dikten sonra bu cebin içine pinpon topu yerleştirmeniz sırt üstü uyumanızı engelleyecektir.
  10. Hiçbir öğünden sonra 3 saat boyunca uzanır pozisyona geçmeyin. Gece yatar pozisyona geçtiğinizde yer çekiminin etkisiyle mide içeriğiniz ağzınıza kolayca gelebilir. Bu durumu önleyen midede basit bir kapak sistemi bulunmaktadır gün içinde bu kapağı asla zorlamayın. Uzanmak kapağın üstündeki basıncı artıracağından gıda aldıktan sonra 3 saat boyunca uzanmanız sakıncalıdır.
  11. Akşam yediden sonra katı gıda almayın. Ancak su ve meyve çayları bu yasak kapsamında değildir.
  12. Akşam yemeğinden sonra yürüyüş yapmayı alışkanlık haline getirin. Her akşam en az yarım saat tavsiyen bir saat yürüyüş yapın. Her geçen gün yürüyüş temponuzu ve yürüdüğünüz mesafeyi arttırmaya çalışın.
  13. Eğer yüksek sesle konuşma alışkanlığınız varsa yukarıda anlattığım gibi ses detoksu yapın.
  14. Probiyotik alımınızı artırın.
  15. Günde 3-4 defa çinko ve zeytin sütü içeren gargaralarla boğazınıza 30-40 saniye süren gargaralar yapın.
  16. Boğazda oluşan çatlakların uyardığı bağışıklık sisteminin bir an önce dengelenmesi gerekmektedir. Bu dengelemeyi sağlamak için bromelain, kuersetin, çinko, turunç filavanoidleri, d vitamini ve c vitamini içeren takviyeler kullanın.

KRONİK FARENJİT TEDAVİSİNDE SU ALIMI NASIL YAPILMALIDIR?

Kronik farenjit tedavisinde kış aylarında günde en az 2 buçuk yaz aylarında ise en az 3 lt su içmek gerekir. İşte bu suyu bardak bardak bir kere de içmenin çok faydası yoktur. Suyu yavaş yavaş içmek gerektiğinden yanınızda sürekli cam şişe içinde su taşıyın. Saatte yaklaşık 200 ml kadar için. Gece de başucunuzda su bulundurun. Uyandıkça mutlaka 1-2 yudum su için.

KRONİK FARENJİT TEDAVİSİNDE NE ZAMAN DOKTORA BAŞVURALIM?

Burun tıkanıklığına yol açan deviasyon alerjin kronik sinüzit gibi şikayetleriniz varsa günde birkaç defa reflü atağı yaşıyorsanız ya da yukarıda anlattığım yöntemleri 3 hafta boyunca uygulamanıza rağmen şikayetleriniz gerilemiyorsa mutlaka bir kulak burun boğaz hekimine başvurmalısınız.